Human Papilloma Virus (HPV) enfeksiyonu, her yıl yaklaşık 6.2 milyon kişiyi etkilediği tahmin edilen, cinsel yolla bulaşan bir hastalıktır. Enfeksiyonların çoğu klinik semptomlara yol açmayıp, kendi kendini sınırlarken; onkojenik tipler ile oluşan enfeksiyonların kadınlarda servikal kansere neden olabileceği bilinmektedir. Bu nedensel ilişki sonucunda HPV enfeksiyonlarına karşı koruyucu ve tedavi edici aşılar geliştirilmiştir. Koruyucu aşılar, sağlıklı kişilerde HPV enfeksiyonunu ve buna bağlı lezyonların gelişimini önlemek; tedavi edici aşılar ise, ‘prekenseröz’ dediğimiz, kansere dönüşme ihtimali olan lezyonların kansere dönüşümünü önlemek ve kanser gelişmiş olgularda lezyonun gerilemesini sağlamak içindir.
İki ayrı firmaya ait HPV aşısı vardır. Bunlardan birisi GSK firmasına ait ikili (HPV 16 ve 18’e karşı etkili) aşı Cervarix® ve diğeri MSD firmasına ait dörtlü (HPV 16 -18-6 ve 11’e karşı etkili) aşı Gardasil®’dir. Her iki aşı da kansere karşı korurken, dörtlü aşı olan Gardasil ek olarak genital siğillere karşı da etkilidir ve erkeklere de tavsiye edilmektedir. Ayrıca pentavalan (beş HPV tipi içeren) aşı ile potansiyel olarak serviks kanseri olgularının %83’ünün, heptavalan (yedili) aşı ile olguların %87’sinin önlenebileceği öngörülmüştür. Ancak maliyet-etkinlik çalışmalarında en fazla yararın dörtlü aşı (Gardasil) ile elde edilebileceği bildirilmektedir.
Dünyada, içinde Avustralya, Yeni Zelanda, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Almanya gibi ülkelerin bulunduğu 22 ülkede ulusal halk sağlığı otoriteleri HPV aşısını tavsiye etmektedir. 27 ülkede aşı ödeme kapsamı içerisine alınmıştır. Türkiye’de Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği 9-13 yaş arası kız çocuklarına rutin aşılama önermektedir. Aşı şuan için SGK kapsamında değildir, 3 doz uygulanır ve bir doz aşının fiyatı 280.21 TL’dir. Aşı öncesi HPV DNA testleri ve serolojik testler önerilmemektedir.
Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) 8 Haziran 2006’da, HPV’nin 6-11-16-18 tiplerine karşı etkili olan koruyucu Gardasil® aşısının 9-26 yaşlarındaki kadınlarda kullanılabilmesi için ruhsat vermiştir. 2012 yılı sonlarına gelindiğinde aşı, 128 ülkede kullanılmak üzere lisans almıştır. Ancak aşı hakkında yoğun tartışma ve hatalı bilgi birikimi söz konusudur.
HPV aşısının otoimmun hastalıklarla olan ilişkisisin incelendiği bir araştırmada yazarlar, HPV aşısı yapılan bireylerin 6’sında Akut Dissemine Ensefalomyelit, 4’ünde Nöromyelitis Optica, 7’sinde Sistemik Lupus Eritamatozus (SLE), 1’inde SLE benzeri sendrom ve 4’ünde Primer Over Yetmezliği geliştiğini bildirmiştir. Bu makalede, HPV enfeksiyonlarının %95’inin öldürücü olmadığı, geriye kalan %5’inin ise prekanseröz evrede tespit edilip tedavi edilebildiği bildirilerek, HPV aşısını yaptırma kararının ‘kişisel’ olduğu; halk sağlığı için böyle bir karar alınamayacağı vurgulanmaktadır.
Otoimmun hastalıkların aşı ile olan ilişkisi kesin değildir ancak bu konudaki endişeler halkın aşıya olan güvenini sarsmaktadır. Aşıya olan güvenin sarsıldığı ülkelerden biri Japonya’dır. HPV aşısı Japonya’da 2010 yılında uygulanmaya başlanmış, 1 Nisan 2013’te ulusal aşı listesine eklenmiş ve ücretsiz uygulamaya sunulmuştur. Haziran 2013’te 8.29 milyon kişiye aşı uygulandığı tahmin edilmektedir. Ancak ülkede aşı sonrası meydana gelen yan etkiler televizyonlarda ve gazetelerde hızla yayılmaya başlamıştır. Yan etkilerin görüldüğü kişiler ve aileleri çeşitli gruplar oluşturmuş, hikayelerini çeşitli video görüntüleriyle internet ortamında paylaşmışlardır. Politikacı ve aynı zamanda ‘‘Ulusal Serviks Kanseri Aşı Mağdurları İrtibat Komitesi’’ başkanı, Toshie Ikeda, facebook ve twitter hesapları aracılığıyla, kaygılarını sosyal medya üzerinden duyurmuştur. Tüm bu yaşananlardan sonra 14 Haziran 2013’te HPV aşısı, önerilen aşı listesinden çıkarılmıştır.
Toplum sağlığını korumada çok önemli işlevi olan aşıların neticede bir kimyasal olması nedeni ile yan etkilerinin olmaması tabi ki beklenemez, ancak bir aşının uygulanabilir olması için gerek aşı, gerekse ülke ile ilgili özelliklere dikkat etmek gerekir. Yeni bir aşıyı ulusal aşı programına eklemek için; hastalığın bir halk sağlığı sorunu olması, hastalıkla ilgili en iyi kontrol yönteminin aşılama olması, aşının etkinliğinin, güvenilirliğinin net olarak bilinmesi, maliyet-etkinlik analizlerinin yapılmış olması gerekmektedir. Aşının uygulanabilirliği için toplumun güvenini kazanması şarttır, bunun için yapılması gereken ise; kanıta dayalı tıbbı kullanarak piyasaya sürülen aşının bilimsel çalışmalarla desteklenmesi, sonuçların duyurulması ve bilgi kirliliğinin önlenmesidir.
Dr. Başak Göktaş, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Kaynaklar:
İki ayrı firmaya ait HPV aşısı vardır. Bunlardan birisi GSK firmasına ait ikili (HPV 16 ve 18’e karşı etkili) aşı Cervarix® ve diğeri MSD firmasına ait dörtlü (HPV 16 -18-6 ve 11’e karşı etkili) aşı Gardasil®’dir. Her iki aşı da kansere karşı korurken, dörtlü aşı olan Gardasil ek olarak genital siğillere karşı da etkilidir ve erkeklere de tavsiye edilmektedir. Ayrıca pentavalan (beş HPV tipi içeren) aşı ile potansiyel olarak serviks kanseri olgularının %83’ünün, heptavalan (yedili) aşı ile olguların %87’sinin önlenebileceği öngörülmüştür. Ancak maliyet-etkinlik çalışmalarında en fazla yararın dörtlü aşı (Gardasil) ile elde edilebileceği bildirilmektedir.
Dünyada, içinde Avustralya, Yeni Zelanda, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Almanya gibi ülkelerin bulunduğu 22 ülkede ulusal halk sağlığı otoriteleri HPV aşısını tavsiye etmektedir. 27 ülkede aşı ödeme kapsamı içerisine alınmıştır. Türkiye’de Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği 9-13 yaş arası kız çocuklarına rutin aşılama önermektedir. Aşı şuan için SGK kapsamında değildir, 3 doz uygulanır ve bir doz aşının fiyatı 280.21 TL’dir. Aşı öncesi HPV DNA testleri ve serolojik testler önerilmemektedir.
Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) 8 Haziran 2006’da, HPV’nin 6-11-16-18 tiplerine karşı etkili olan koruyucu Gardasil® aşısının 9-26 yaşlarındaki kadınlarda kullanılabilmesi için ruhsat vermiştir. 2012 yılı sonlarına gelindiğinde aşı, 128 ülkede kullanılmak üzere lisans almıştır. Ancak aşı hakkında yoğun tartışma ve hatalı bilgi birikimi söz konusudur.
HPV aşısının otoimmun hastalıklarla olan ilişkisisin incelendiği bir araştırmada yazarlar, HPV aşısı yapılan bireylerin 6’sında Akut Dissemine Ensefalomyelit, 4’ünde Nöromyelitis Optica, 7’sinde Sistemik Lupus Eritamatozus (SLE), 1’inde SLE benzeri sendrom ve 4’ünde Primer Over Yetmezliği geliştiğini bildirmiştir. Bu makalede, HPV enfeksiyonlarının %95’inin öldürücü olmadığı, geriye kalan %5’inin ise prekanseröz evrede tespit edilip tedavi edilebildiği bildirilerek, HPV aşısını yaptırma kararının ‘kişisel’ olduğu; halk sağlığı için böyle bir karar alınamayacağı vurgulanmaktadır.
Otoimmun hastalıkların aşı ile olan ilişkisi kesin değildir ancak bu konudaki endişeler halkın aşıya olan güvenini sarsmaktadır. Aşıya olan güvenin sarsıldığı ülkelerden biri Japonya’dır. HPV aşısı Japonya’da 2010 yılında uygulanmaya başlanmış, 1 Nisan 2013’te ulusal aşı listesine eklenmiş ve ücretsiz uygulamaya sunulmuştur. Haziran 2013’te 8.29 milyon kişiye aşı uygulandığı tahmin edilmektedir. Ancak ülkede aşı sonrası meydana gelen yan etkiler televizyonlarda ve gazetelerde hızla yayılmaya başlamıştır. Yan etkilerin görüldüğü kişiler ve aileleri çeşitli gruplar oluşturmuş, hikayelerini çeşitli video görüntüleriyle internet ortamında paylaşmışlardır. Politikacı ve aynı zamanda ‘‘Ulusal Serviks Kanseri Aşı Mağdurları İrtibat Komitesi’’ başkanı, Toshie Ikeda, facebook ve twitter hesapları aracılığıyla, kaygılarını sosyal medya üzerinden duyurmuştur. Tüm bu yaşananlardan sonra 14 Haziran 2013’te HPV aşısı, önerilen aşı listesinden çıkarılmıştır.
Toplum sağlığını korumada çok önemli işlevi olan aşıların neticede bir kimyasal olması nedeni ile yan etkilerinin olmaması tabi ki beklenemez, ancak bir aşının uygulanabilir olması için gerek aşı, gerekse ülke ile ilgili özelliklere dikkat etmek gerekir. Yeni bir aşıyı ulusal aşı programına eklemek için; hastalığın bir halk sağlığı sorunu olması, hastalıkla ilgili en iyi kontrol yönteminin aşılama olması, aşının etkinliğinin, güvenilirliğinin net olarak bilinmesi, maliyet-etkinlik analizlerinin yapılmış olması gerekmektedir. Aşının uygulanabilirliği için toplumun güvenini kazanması şarttır, bunun için yapılması gereken ise; kanıta dayalı tıbbı kullanarak piyasaya sürülen aşının bilimsel çalışmalarla desteklenmesi, sonuçların duyurulması ve bilgi kirliliğinin önlenmesidir.
Dr. Başak Göktaş, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Kaynaklar:
- Pellegrino P, Carnovale C, Pozzi M. et all. (2014) ‘‘On The Relationship Between Human Papilloma Virus Vaccine And Autoimmune Diseases’’ Autoimmunity Reviews 13 (2014) 736–741
- Wilson R. Paterson P. Larson HJ. (2014) ‘‘The HPV Vaccination in Japan’’ A Report of the CSIS Global Health Policy Center
- Dede M. (2010) ‘‘Profilaktik HPV Aşıları: Güncel Yaklaşımlar’’ Gülhane Tıp Dergisi 2010; 52: 148-156
- Özmert E.N. (2008) ‘‘Dünya'da Ve Türkiye'de Aşılama Takvimindeki Gelişmeler’’ Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi 2008; 51: 168-175
- ‘‘Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği Olarak HPV Aşılaması Hakkında Görüş ve Önerilerimiz’’ Erişim: 27/03/2015
- Türkiye İlaç Rehberi. Erişim:27/03/2015